Son günlerde özellikle KARDEMİR üzerinde çeşitli spekülasyonlar, çeşitli senaryolar oynanmaya, oynatılmaya devam ediyor.

Bu durum, KARDEMİR ve dolayısı ile de Karabük’e zarar veriyor.

Ne hikmetse son yıllarda KARDEMİR içinden bilgi sızdırmalar, rapor sızdırmalar, şirketten ayrılınca şirket aleyhine açıklama yapmalar moda oldu.

Bakın belki demode bir söz ancak tekrar söylemekte fayda var, KARDEMİR bu kentin olmazsa olmazıdır.

1937 yılında kurulan bu fabrika ile doğmuştur bu şehir.

Eğer KARDEMİR özelleşme döneminden sonra kapatılıp yok olsaydı şimdi Karabük kenti de küçücük bir kasaba olurdu.

Bana göre rahmetli sayın Mutullah Yolbulan ile şuan ki KARDEMİR yönetim kurulu başkanı sayın Kamil Güleç’in bu fabrika üzerinde maddi manevi çok emekleri vardır.

O dönemde hiç kimse bu fabrikaya sahip çıkmazken bu ikili her türlü riski göze alıp, bir kamyon kömür parası bile olmayan, çatısı üzerine çökmeye yüz tutmuş bu şirketin bugünlere gelmesini sağlamışlardır.

Tabi ki süreç içinde KARDEMİR’de bir dizi yanlışlıklar olabilir.

Ancak, şirket ile bir şekilde bağı kesilen bazı yetkili, yetkisiz kişiler bu fabrikanın aleyhinde olmayı bırakmalılar.

Ekmek yedikleri yere ihanet etmemeliler.

Bir yanlışlık, bir usulsüzlük varsa bunu yetkili mercilere bildirmeliler.

Bunu yazarken de şunu ayrıca belirtmek isterim şirket içerisinde ki bazı olumsuzlukların yaşandığına dair duyumlar alıyoruz. Bazı liyakatsiz işlerin olduğunu, bazı kayırmaların yaşandığı şeklinde görüşler dile getiriliyor.

Bunlar ne derece doğrudur bilemiyoruz ancak bu tür dev şirketlerde bu konular en aza indirilmeli bize göre.

Her zaman söylüyoruz liyakat, liyakat, liyakat.

Liyakatten şaştığınız an dengeler bozuluyor, neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz.

Daha profesyonel bir yönetim anlayışı sergilenmeli.

Bu kentin bugünlerde sarılmaya, kucaklaşmaya çok ihtiyacı var.

KARDEMİR ürün çeşitliği yönünde oldukça güzel yatırımlar yaptı yapmaya da devam ediyor.

Bakın ülke ekonomik açıdan zor günlerden geçiyor.

Birçok dev firmalar batıyor.

Çoğu dev demir-çelik sektöründeki fabrikalar bakıma alındı diye üretimini durduruyor.

Hal böyle iken biz böylesine önem arz eden fabrikamıza sahip çıkalım.

Bakın önümüzde  KARDEMİR için çok önem arz eden Filyos Liman olayı var.

 2017 yılında çıktığı belirtilen bir kanunla bakanlık direk olarak Filyos Endüstriyel bölge yetkisini Tosyalı Holdinge verdi.

Umarım KARDEMİR için çok büyük önem arz eden liman gerçeğini elde ederiz.

Aksi takdirde zararımız büyük olur.

Rekabet şansımız olmaz.

Biz burada kendi kendimizi yemekten vazgeçip bu önemli yatırımlara adapte olalım.

Benim bu kentte gazetecilik yapan bazı arkadaşlardan da isteğim olacak.

KARDEMİR’e zarar verecek olayların üzerine giderken biraz daha olgunluk gösterilirse çok daha iyi olur.

Yoksa eleştiri tabi ki olacak.

Kısır döngüleri bırakıp bu fabrikaya hep birlikte sahip çıkalım.

Yoksa kaybetmeye devam edeceğiz.

Tabi sayın yöneticilerimiz de böylesine önemli bir sanayi kuruluşunu daha profesyonel şekilde yönetmeli.

Mesela bizim kendilerinden bir başka ricamız; çevre ve havayı kirleten unsurların ortadan kalkması ve bu yönde yatırımların bir an önce tamamlanması gibi.

KARDEMİR’e eleman alırken bu kentin havasını soluyan çocuklarımızın alınmasına özen gösterilmesi gibi.

Karabük; KARDEMİR ve diğer unsurları ile çok daha iyi yerlere gelmeye devam eder.

KARDEMİR Yöneticileri ve tüm çalışanlarına bu anlamda çok büyük iş düşüyor.

Umarım KARDEMİR’de ki olumsuzluklar bir an önce son bulur ve sular durulur.