Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Başkan Vergili yaptığı açıklamada; “Türk Birliği mi, İslam Birliği mi? dersek bu konu zaten Türkiye’nin 1980 öncesi ve 1980 sonrası en etkin propaganda odağıydı. Konuya Türkçülük mü, Ümmetçilik mi? diye de bakabiliriz. Biz Elhamdülillah Müslüman’ız, İslamiyet’in hamuru ile yoğrulmuşuz. Hangi milletten olursak olalım bu birlik beraberlik çok başka bir şeydir. Diğer konuya geldiğimiz zaman tabi kan bağı olduğu zaman o da çok farklı bir boyut kazanıyor. İki kardeş ne kadar kavgalı olsa bile dışarıdan birisi bu kavgaya karıştığı zaman hemen iki kardeş bir olur. Toplumların, milletlerin birliği dediğiniz zaman buradaki kan bağı çok önemli bir faktör. En zor zamanında, en sıkıntılı zamanında senin kan bağın olan topluluk hiç bir beklentisi olmadan yanında durur.

Ben 17-18 yaşımdan itibaren Büyük Millet Meclisindeki bütçe konuşmalarının hemen hemen tamamını dinlemişimdir. Oradaki bütçe konuşmaları çok ilginçtir. İktidar partisinin buradaki sunumu çok önemlidir. Benim takip ettiğim bütçe konuşmalarının en dikkat çekicisi Aydın Menderes’in yapmış olduğu konuşmadır. Yine aynı şekilde Birleşmiş Milletler Toplantılarının hemen hemen tamamını izlemişimdir. Devlet adamlarının konuşmalarını dinlemişimdir. Bizim dönemimizdeki en etkili konuşmayı Castro yapardı. Benim son 20 yıldan bu tarafa görmüş olduğum en etkili konuşmayı bundan 15 gün evvel Tayyip Bey yaptı. En etkili konuşması bugünkü Filistin topraklarının durumuydu. O kadar net bir ifade ile konuştu ki orada hiç kimsenin yorum yapabileceği tek bir nokta dahi bırakmadı. Tayyip Bey İslam dünyasında zora düşenlere destek olurken böyle bir olayda Filistin’in ve diğer ülkelerin Türkiye aleyhine açıklama yapması bize Türk Birliği mi, İslam Birliği mi? diye sorduruyor. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm vatandaşlarımız hangi görüşte olursa olsun buna en iyi şekilde karar verecektir. Demek ki burada Türk Birliği’nin önemi çok daha farklıymış. Türk Birliği’nin kuruluşunun çok daha önceleri yapılması, birlikte hareket edilmesi Türk Birliği’nin dünyada bambaşka bir yere gelmesi demek olurdu. Ben tahmin ediyorum ki bu son Barış Harekâtından sonra Türkiye’de zihniyetler çok değişecektir. Tüm devlet kadroları, idari kadrolar, siyasi partiler görüşlerini değiştirecek ve partiler önümüzdeki yıllardan itibaren tamamen Türk Birliği’nin oluşumu üzerine çalışmalarını yapacaktırlar. Ben buna inanıyorum” dedi.